THE
Kurs Hakkında
Şefini tanıyalım🫡⤵️
• The’nın Türkçede doğrudan bir karşılığı ve alternatifi yokken İngilizcede anlam ve netlik açısından çok önemlidir
📝Bahsedilen şey (kişi, konu, nesne) belliyse ve biliniyorsa THE kullanılır. Ör: Filmdeki ‘kötü adam’ derken kimden bahsedildiğini biliriz, İngilizce ise bunu ‘THE bad guy’ diye belirtir yoksa belirsiz olur ve a/an artikeli alması gerekir. Çünkü İngilizce belirtme sanatıdır diyebiliriz✨
👇Türkçe karşılığı çeşitlidir ve bizi zorlayan budur, örnekler daha iyi anlatacaktır:
📌Belirtili Nesne Olarak The
Nesne -ı,-i belirtme eki alır
– I read the book
: Kitabı okudum
~ THE book: KitabI
– Did you see the cat?
: Kediyi gördün mü?
– Please bring me the newspaper
: Lüten bana gazeteyi getir
📌Dolaylı Tümlece Benzeyen The
İngilizcede dolaylı nesnedir, kime sorusunu cevaplar
– I gave the girl a note
: Kıza bir not verdim
~ THE girl: KızA
~ Doğrudan Nesne: Bir not
– I promised the man
: Adama söz verdim
– She sent the teacher an email
: Öğretmene bir e-posta gönderdi
📌Özne Olan & Cümle Başlatan The
Soyut, somut her şey olabilir. Türkçede ek almazlar
– The phone is ringing
: Telefon çalıyor
~ The phone: Telefon (Ör ev telefonu bilinir)
– The cat is sleeping
: Kedi uyuyor
– The weather is nice today
: Hava güzel bugün
– The truth is important
: Gerçek önemlidir
📌Superlative The (Üstünlük Sıfatı)
The, en üst seviye bir özelliği vurgulayan belirteçtir
– He is the tallest person in the room
: Odadaki en uzun kişidir
~The tallest: En uzun
– This is the best restaurant in town
: Burası şehirdeki en iyi restoran
– It was the worst movie I’ve ever seen
: Gördüğüm en kötü filmdi
📌Edat ifadelerinde The
(Bu konu için 27 Mart tarihli gönderiye bakınız)
¬ to the house: Eve
¬ at the meeting: Toplantıda
¬ on the table: Masada
📌Çoğullarda The
Ekli, eksiz görülür
– I returned the books to the library
: Kitapları kütüphaneye geri verdim
– The students are waiting outside
: Öğrenciler dışarıda bekliyor
📌Zamanlarda The
¬ In the morning/ evening: Sabah, sabahleyin/ Akşam, akşamleyin
¬ At the moment: Şu anda
¬ In the past/ future: Geçmişte/ gelecekte
¬ During the meeting: Toplantı sırasında
#arkaplaningilizce