Hemen Oturmayan İfade Türleri
Kurs Hakkında
Yabancıların farkında bile olmadığı ama bize tuhaf gelen o ifade türleri ⤵️
📝Dillerin bazı yaygın eş dizimli ifadeleri o dili öğrenen kişiye sıradışı ve alışması zor gelebilir. Ör, biz “hoşuma gitti” veya “canım çekti” derken gerçek anlamı kastetmiyoruz, yani bir şey bir yere gitmiş veya bir şeyi çekmiş değil. Anlam bağlamdan anlaşılır. Türkçe öğrenenler için bu tür cümleler hemen oturmadığı gibi İngilizcede de buna benzer birçok ifade bizim için hemen oturmuyor
• Ör, “birine uğramak” için kullanılan “pay a visit” ziyaret ödemek değildir ve yabancılar da böyle düşünmez, ziyaret etmek demektir. Yine sıkça kullanılan “give me a call” ifadesi “bana bir arama ver” değil “beni ara” demektir. Bu deyimsel, kalıplaşmış ifade biçimleri İngilizcede çok yaygın ve geniştir
📌Yayın Örnekler ve Kullanımları
› Pay attention- Dikkat etmek
› Pay respect- Saygı göstermek
› Pay a visit- Ziyaret etmek
› Give a speech- Konuşma yapmak
› Give a call- Telefonla aramak
› Give it a try- Denemek
› Give it a shot- Denemek
› Give a hand- Yardım etmek
› Take a seat- Oturmak
› Take it easy- Rahatlamak
› Take a look- Detaylı bakmak
› Have a look- Detaylı bakmak (daha günlük)
› Have a rest- Dinlenmek
› Have a drink- Bir şey içmek
› Have a meal- Yemek yemek
› Have a conversation- Sohbet etmek
📌Kullanımlar:
– When you arrive, give me a call
: Vardığında beni ara
– We should pay a visit to Grandma this weekend
: Bu hafta sonu büyükannemi ziyaret etmeliyiz
– Please pay attention to the instructions
: Lütfen talimatlara dikkat edin
– She will give a speech at the wedding
: Düğünde bir konuşma yapacak
– We gathered to pay respect to our fallen heroes
: Şehit kahramanlarımızı saygı göstermek için toplandık
– Please, take a seat
: Lütfen oturun
– Can you take a look at this document?
: Bu belgeye bir göz atabilir misiniz?
– Have a look at this report
: Bu rapora bir göz at
– You should have a rest if you’re tired
: Yorulduysan dinlenmelisin
– Let’s have a drink after work
: İşten sonra bir içki içelim
– We had a long conversation about the project
: Proje hakkında uzun uzun sohbet ettik
– I know it’s hard, but give it a try
: Zor olduğunu biliyorum ama dene
#arkaplaningilizce