Edat İfadeleri
Kurs Hakkında
Konumuz edatlar değil, bunların grup olarak nasıl kullanıldığı👇
İngilizcede edatları tek tek öğreniriz bu yüzden hep bir eksik-gedikle söyleriz çünkü nasıl kullanılır kısmına neredeyse hiç değinilmez. Bu formun mantığını anlamak farklı ifade gruplarını tanıyıp kullanmaya da kolaylık sağlar:
📝Bu ifadeler edatla başlar nesne ile biter. Konum, yön, zaman ve daha fazlası hakkında bilgi verir:
↳ She sat on the chair- Sandalyeye oturdu
: “on the chair” edat ifadesidir ve kurulumu şöyledir:
👉 Edat – Nesne » On – the chair
📝☝️Edat ifadelerinde çoğu zaman nesnenin önünde belirleyicilerden bir tane olmalıdır:
👇Belirleyiciler (Determiners):
1- Artikeller (Articles): A,an,the
2- Sahiplik ekleri (Possessives): Our, hers, his,
3- İşaret sıfatları (Demonstratives): This, that,
– They live in a village (in- a village)
: Bir köyde yaşıyorlar
– We had dinner at their house (at- their house)
: Akşam yemeğini onların evinde yedik
– I put my keys in that drawer (in- that drawer)
: Anahtarlarımı o çekmeceye koydum
👉İfadeyi zenginleştirmek için hemen nesne önüne, belirleyiciden sonra, bir isim cümlesi veya sıfat getirebiliriz:
· at their house (Onların evlerinde)
· at- their cozy little house (Onların şirin küçük evlerinde)
¬ They met at an intersection (at- an intersection)
: Bir kavşakta buluştular
~
¬ They met at a busy intersection (at- a busy intersection)
: Yoğun bir kavşakta buluştular
✍️Bir yerin konumunu veya eylemin gerçekleştiği yeri ‘genel olarak’ belirtirken belirleyice gerek yoktur:
¬ She likes to read in bed : Yatakta okumayı sever
¬ in London, gibi özel ifadelerde de kullanılmaz
✍🏼Bir cümlede birden fazla edat ifadesi bulunabilir:
¬ She sat on the bench under the shade of a tree
: Bir ağacın gölgesi altında bir bankta oturdu
👉Başka edatlarla kurulan edat ifadeleri:
· She lives near the beach (near- the beach)
: Sahile yakın bir yerde yaşıyor (sahilin yakınında)
· She walked through the park (through- the park
: Parkta yürüdü (parkın içinden)
· They travelled across the country (across- the country)
: Ülkeyi dolaştılar (ülke çapında)
· He sat beside his friend (beside- his friend)
: Arkadaşının yanına oturdu
#arkaplaningilizce #englishtips